
Pendik escort ara sokaklarında, griye çalan apartmanların arasında yürüyordu Esra. 27 yaşındaydı ama omuzlarında, yaşının çok üzerinde yorgunluklar oral biriktirmişti. İstanbul’a, Pendik’e geldiğinde umutluydu. Yeni bir şehir, yeni bir hayat… Fakat hayatın İstanbul versiyonu, umutları hızlıca tüketen bir tarafıyla karşısına çıkmıştı.
İlk zamanlarda bir tekstil atölyesinde çalıştı. Sabahın köründe yola çıkıyor, akşam geç saatlerde yorgun argın evine dönüyordu. Ama geçim derdi İstanbul’da, özellikle de yalnız bir kadınsan, sadece çok çalışarak aşılmıyordu. Atölye iflas edince işsiz kaldı. Kirası birikmeye, market borçları uzamaya başladı.
Gidecek kimsesi yoktu. Aradığı tüm işlerde ya sigorta yapılmıyor ya da hakkını aradığı anda kapı gösteriliyordu. Bir sabah, çaresizliğin içinde verdiği bir karar, Esra’yı hayat kadını olmaya itti. Başta kendine bile itiraf edemediği bu seçim, zamanla alıştığı bir rutine dönüştü. Geceleri Pendik escort arka sokaklarında, soğukla ve korkuyla baş başa kalıyordu.
Ama Esra’nın içinde hâlâ bir kıvılcım vardı. Bir gün belediyeye bağlı bir kadın dayanışma merkezinin broşürünü gördü. Tereddüt ederek de olsa kapısını çaldı. O kapıdan girişi, hayatında bir dönüm noktası oldu.
Orada onu yargılamayan, dinleyen, anlayan kadınlar vardı. Psikolojik destek aldı, ardından aşçılık kursuna yazıldı. Kendisini mutfakta ifade etmeyi, yeniden üretmeyi öğrendi. Bu küçük başarılar, ona yeniden “başka bir hayat mümkün” dedirtti.
Kısa sürede bir restoran mutfağında işe başladı. Sabahları tren sesiyle uyanıyor, tertemiz önlüğünü giyip işe gidiyordu. Geceleri yalnız yürümek zorunda kalmıyor, artık kirasını kendi emeğiyle ödüyordu.
Pendik hâlâ aynı Pendik’ti; kalabalık, kaotik, kimi zaman umutsuz. Ama Esra artık o sokaklarda bir yük değil, bir direniş hikâyesi taşıyordu. Sessizdi, gösterişsizdi ama kararlıydı. Hayatla barışını kendi emeğiyle kurmuştu. Şimdi onun en büyük hayali, kadınlar için küçük bir lokanta açmak ve zorluklar yaşayanlara istihdam sağlamak.
Çünkü Esra artık sadece kendini değil, başka kadınları da ayağa kaldırmak istiyordu.
Bir yanıt yazın