
Pendik escort arka sokaklarında gece sessizliği asla tam anlamıyla sessizlik değildir. Uzaktan gelen bir motor sesi, bir köpeğin havlaması, denizden taşıyan tuzlu rüzgâr… 22 yaşındaki Derya, kaldırım kenarında milf durup montunun yırtık cebinden sigarasını çıkardı. Elleri soğuktan titriyordu.
Derya, İstanbul’a gelmeden önce Kocaeli’nin küçük bir mahallesinde yaşıyordu. Babası hastalanıp çalışamaz hale gelince, evin yükü onun omuzlarına bindi. Önce fabrikada iş aradı, sonra temizlikçilik yaptı ama kazandığı para ne ailesine ne de kendisine yetti. Hayat, onu hiç istemediği bir yola zorladı. Bir tanıdığı, “Pendik’te kolay para var” dediğinde, bunun karşılığında ne kaybedeceğini bilmiyordu.
Başlarda geceler bitmek bilmez bir kabus gibiydi. Yabancı adamların gözlerindeki açgözlülük, konuşmalarındaki hoyratlık onu paramparça ediyordu. Kimi zaman kaçmak istedi, kimi zaman denize yürüyüp gitmeyi düşündü. Ama her sabah annesinin telefondaki “İyi misin kızım?” sesi, biraz daha dayanmasına neden oldu.
Bir gece, Pendik sahilinin tenha bir yerinde beklerken 40’lı yaşlarında bir kadın yaklaştı. Adı Sevim’di. O da yıllar önce aynı sokaklarda çalışmış, sonra kurtulmuştu. Derya’ya “Böyle sürmez, seni bir merkeze götüreceğim” dedi. İlk başta güvenmedi ama içinde bir ses “Denemelisin” diyordu.
Sevim’in götürdüğü kadın dayanışma merkezinde Derya’ya yemek, barınma ve meslek kursu imkânı sundular. İlk günlerde uyuyamıyordu; sürekli sokakta olma alışkanlığı, sessiz duvarlar arasında götten huzursuzluk yaratıyordu. Ama zamanla, insanların ona dokunmadan, hakaret etmeden, sadece yardım etmeye çalışmasına alıştı.
Altı ay sonra Derya kuaförlük kursunu bitirdi. Pendik escort küçük bir salon, ona yarı zamanlı iş verdi. İlk maaşını aldığında eve annesine küçük bir hediye yolladı. Annesinin telefondaki ağlamaklı “Seninle gurur duyuyorum” sözleri, Derya’nın kalbindeki bütün yaraları biraz olsun sardı.
O artık geceleri kırık sokak lambalarının altında beklemiyor, gündüzleri müşterilerine gülümseyerek saç kesiyordu. Ama ara sıra işten çıkıp eve yürürken, o eski köşeden geçer, bir an durup bakardı. İçinden sessizce “Bitti” derdi.
Bir yanıt yazın