Zehra, Pendik escort ara sokaklarında iki odalı küçük bir evde yaşıyordu. 29 yaşındaydı. Üniversiteyi bitirmiş ama mezuniyet sonrası hayal ettiği gibi bir işe bir türlü girememişti. Bir dönem öğretmenlik için başvurular yapmış, ama atanamamıştı. Sonra özel dersler verdi, kreşlerde çalıştı, çağrı merkezlerinde mesai yaptı. Yine de hiçbir iş uzun soluklu olmamıştı.
Pendik’in sahile yakın kısmında bir kafede garsonluk yapıyordu şimdi. Sabahları erkenden uyanır, işe gitmeden önce deniz kıyısında oturup simidini oral çayıyla birlikte yerdi. O dakikalar, bütün günün yükünü taşımadan önce kendine ayırdığı tek zamandı. İçinde hep bir sıkışmışlık hissiyle yaşıyordu ama etrafına belli etmemeye çalışırdı.
Annesiyle birlikte büyümüş, küçük yaşta babasını kaybetmişti. Annesi yıllar önce escort memlekete dönmüştü, Zehra ise İstanbul’da kalmayı tercih etmişti. “Kendi ayaklarımın üzerinde durmalıyım” diyerek yola çıkmıştı ama o yol hem engebeli hem de yalnızdı.
Kafede aldığı maaş, kirayı ve faturaları ödemeye ancak yetiyordu. Bazen gece yarılarına kadar çalışıyor, bazen de ek gelir için freelance çeviri işleri alıyordu. Haftada bir gün izinliydi, o gün kitap okur, Pendik sahilinde uzun yürüyüşler yapar, hayal kurardı. Bir gün kendi hikâyesini yazmak istiyordu. Hatta yazmaya başlamıştı bile — bir defterin arka sayfalarına, kimsenin görmediği cümlelerle…
Zehra’nın direnci sessizdi. Gülümsemesi eksik olmazdı ama gözlerinin derinliklerinde milf hep bir yorgunluk saklıydı. Yine de her ay sonunu bir şekilde getiriyor, kimseye muhtaç olmadan yaşıyordu. “Bu da geçer” diyerek kendini avutur, sabahları gözlerini açtığında yeni bir günün getirebileceği umudu hissederdi.
Pendik escort kalabalığı arasında kaybolmuş gibi görünse de, Zehra her gün kendi savaşını veriyor ve her seferinde biraz daha güçleniyordu. Belki görünürde sıradan bir hayat yaşıyordu ama içinde bir kadının dik durma, pes etmeme hikâyesi vardı.
Bir yanıt yazın