
Üsküdar escort serin rüzgârı, deniz kokusunu sokak aralarına taşırken gecenin sessizliği Boğaz’ın dalgalarıyla bölünüyordu. Martıların sesleri, şehrin büyük memeli yorgun kalbinde yankılanıyordu.
O sessizliğin ortasında, ince paltosuna sarılmış genç bir kadın yürüyordu: Melisa.
Melisa yirmi bir yaşındaydı ama omuzlarında sanki bir ömürlük yorgunluk vardı. Çocukluğu Üsküdar escort dar sokaklarında geçmişti. Babası yıllar önce evi terk etmiş, annesi ise yıllarca temizlik işlerine giderek onu büyütmüştü. Fakirlik onlara yabancı değildi ama annesinin gülüşü, her şeye rağmen hayatı katlanılır kılardı.
Ta ki annesi ağır bir hastalığa yakalanana kadar.
Melisa, lise son sınıftayken annesinin tedavi masrafları birikti. Önce okulunu bıraktı, sonra kafede, markette, ne iş bulduysa çalıştı. Ama kazandığı ateşli para ne ilaçlara ne kiraya yetiyordu. Bir gece çaresizlikle sahilde otururken, bir kadın yanına geldi. Giyimi, parfümü, bakışı farklıydı. “Hayat bazen seni seçmez kızım,” demişti kadın, “ama sen hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yaparsın.”
O gece Melisa’nın kaderi değişti. Başta birkaç gece dayanacağını düşündü, ama aylar geçti. Her gece Üsküdar escort karanlık sokaklarında, kimsenin adını bilmediği bir yüz oldu. İnsanların yargılayan bakışları altında ezildikçe, kendi adını unuttu.
Ama sabah olduğunda aynada hâlâ küçük bir kızın gözlerini görüyordu.
Bir sabah, Kız Kulesi’nin evli karşısında oturdu. Güneş doğarken, dalgalar kıyıya çarpıyordu. Denize bakarken kendi yansımasını gördü; solgun, ama hâlâ nefes alan bir yüz. “Belki de hâlâ geç değil,” dedi içinden. O an, içindeki karanlığa meydan okumaya karar verdi.
Ertesi gün, Üsküdar Kadın Sığınma Merkezi’nin kapısına gitti. Elleri titriyordu ama kapıyı çaldı. Karşısına çıkan kadın gülümsedi, “Hoş geldin,” dedi. Melisa o an ağladı; yıllardır kimsenin “hoş geldin” demediği bir hayata yeniden adım attı.
Bir yanıt yazın