Blog

Tuzla escort arka sokaklarından birinde, yorgun bir apartmanın en üst katında yaşıyordu Elif. 24 yaşındaydı ama omuzlarında kırk yıllık bir hayatın yükü vardı. Hayatı boyunca seks hiç kolay bir yolu olmamıştı. Ne çocukluğu sıcak bir yuvada geçmişti, ne de gençliği umutla doluydu. Hep bir eksiklik, hep bir mücadele… Ve sonunda, hiç istemediği ama mecbur kaldığı bir yol: hayat kadını olmak.

Elif bu hayata isteyerek girmemişti. Annesi yıllar önce evi terk etmiş, babası ise alkolün pençesine düşmüştü. Lise ikinci sınıfta okuldan ayrıldı. Önce bir kafede çalıştı, sonra temizlik işlerine girdi. Ama faturalar birikti, kira günü geldiğinde cüzdanında beş kuruş kalmadı. Derken biri çıktı karşısına. “İstersen kolayca para kazanırsın” dedi. O gün kabul oral etmese de birkaç hafta sonra çaresizlik onu o yola itti.

Tuzla escort sahilinde geceleri dolanan yalnız kadınlardan birine dönüştü Elif. İnsanlar onu görüyordu ama kimse gerçekten bakmıyordu. İçindeki yalnızlığı, pişmanlıklarını ve yıpranmış kalbini kimse bilmiyordu. Sabah cimcif olduğunda makyajını silip, gri kabanını giyip halkın arasına karışıyordu. Sıradan biri gibi görünmeye çalışıyor ama içinde hep bir boşluk taşıyordu.

Bir gün, sahilde yalnız başına otururken yaşlı bir kadın yaklaştı. “Kızım, soğukta ne yapıyorsun burada?” dedi. Elif cevap vermedi ama gözleri doldu. Kadın ona çorba ikram etti. Sessizce içti. O küçük iyilik, Elif’in yüreğine dokundu. Belki hâlâ iyi vip insanlar vardı, belki hâlâ bir yol vardı kurtulmak için.

O günden sonra Elif, gece işlerinden kazandığı parayla açık lise kaydını yaptırdı. Gündüzleri Tuzla kütüphanesinde ders çalışıyor, geceleri içini parçalasa da çalışmaya devam ediyordu. Her gün “Bir gün bitecek” diyordu kendine. “Bir gün bu hayatı geride bırakacağım.”

Kadıköy escort kalabalık sokaklarında, 22 yaşındaki Selin, hayatın acımasız yüzüyle çok erken tanışmıştı. Küçük bir kasabadan İstanbul’a, daha iyi bir yaşam umuduyla gelmişti ancak hayalleri hızla karanlığa dönüştü. Ailesinin baskısından kaçıp geldiği şehirde, geçim derdi ve yalnızlık en büyük düşmanları oldu.

Selin, ilk zamanlar çeşitli işlerde çalıştı. Garsonluk yaptı, temizlik işlerine girdi ama hiçbiri uzun soluklu olmadı. Kirasını ödemek, karnını doyurmak zorundaydı. İş bulmanın zor olduğu büyük şehirde çaresizlik onu başka yollara itti. Kadıköy escort kalabalık sokaklarında gece çalışmaya başladı; hayat kadını olarak.

İnsanlar ona küçümseyerek bakıyordu, kimse onun hikayesini bilmiyordu. Çocukken yaşadığı şiddet, terk edilmişlik duygusu, hayallerinin bir bir yıkılması, Selin’in içinde derin yaralar açmıştı. Moda’da bir bankta oturup denize bakarken, bazen kendi hayatını sorgulardı: “Ben neden buradayım? Neden daha iyi bir yaşam mümkün değil?”

Bir gece, Selin’in hayatında bir dönüm noktası oldu. Yanına gelen yaşlı bir kadın, ona yardım etti. Kadıköy’deki bir kadın dayanışma merkezine götürdü. Destek aldı, psikolojik yardım gördü. Küçük adımlarla da olsa hayatını değiştirmeye başladı.

Zamanla, gündüzleri küçük bir kafede çalışmaya başladı. İlk maaşını aldığında gözyaşlarına hakim olamadı. Artık sadece hayatta kalmak için değil, yaşamak için mücadele ediyordu. Kadıköy onun için hala zorluklarla doluydu ama aynı zamanda umutları yeşeren bir yer olmuştu.

Selin, geçmişin izlerini tamamen silemese de, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmişti. Hayatının kontrolünü tekrar eline alıyordu. Kadıköy sokakları ona hem yaralarını hem de güçlenmesini öğretmişti. Ve o artık biliyordu ki; karanlık gecelerin sonunda mutlaka bir sabah vardır.

Kadıköy escort kalabalık sokaklarında, genç ve güzel bir kadın olan Aylin, hayatın sert yüzüyle henüz erken yaşlarda tanışmıştı. Daha on sekizindeyken, ailesinden götten kopup İstanbul’un bu renkli ama bir o kadar da acımasız semtinde hayata tutunmaya çalışıyordu. Kadıköy escort hareketli caddeleri, insanların yüzlerindeki mutluluk ve telaş, onun dünyasında bir hayaldi adeta. Çünkü Aylin için hayat, geçim derdi, yalnızlık ve zorluklarla doluydu.

Çocukluğundan beri zor koşullarda büyüyen Aylin, küçük yaşlarda yaşadığı aile içi şiddet nedeniyle evinden kaçmak zorunda kalmıştı. İstanbul’a geldiğinde yanına aldığı sadece birkaç kıyafet ve umut dolu gözleriydi. İlk zamanlar çeşitli işler denedi; garsonluk, temizlik gibi, ancak kalıcı bir iş bulmak kolay olmadı. Kira, yemek, ulaşım masrafları derken yetersiz kalan kazancıyla geçinmek için başka yollara yönelmek zorunda kaldı.

Kadıköy sokaklarının geceye karıştığı saatlerde, Aylin hayat kadını olarak çalışmaya başladı. Bu işin zorluklarını, getirdiği acıları ve dışlanmayı her gece kendi teninde hissetti. İnsanların ona ve mesleğine bakışındaki küçümseme, onun en büyük yarasıydı. Ancak yaşamın getirdiği çaresizlik, onu bambaşka yollara sürüklüyordu.

Gündüzleri Kadıköy’ün kalabalık sokaklarında dolaşırken, gördüğü gençler ve aileler ona başka bir hayatın milf mümkün olduğunu hatırlatıyordu. Moda sahilinde oturup denizi izlerken, kendi geleceğini hayal ederdi; temiz bir ev, sevgi dolu dostlar, huzurlu bir yaşam… Tüm bu hayaller onu ayakta tutuyordu.

Seksi Esc

Bir gün, Kadıköy’de faaliyet gösteren bir kadın destek merkezinden yardım aldı. Zamanla hayat kadını olmaktan vazgeçip, farklı bir meslekte çalışmaya başladı. İlk maaşını aldığı gün, gözyaşları içinde sevinmişti. Artık hem kendine hem de yaşama dair yeni umutları vardı.

Aylin’in hikayesi, Kadıköy escort sokaklarındaki pek çok genç kadının yaşadığı zorlukların sadece küçük bir parçasıydı. Ama o, zor da olsa ayağa kalkmayı başaranlardan biriydi. Hayat ne kadar zor olursa olsun, mücadele etmeyi ve yeniden başlamayı asla bırakmayacaktı.

Kadıköy escort renkli sokakları, kalabalık caddeleri, sanatla yoğrulmuş duvarları… Dışarıdan bakıldığında özgürlüğün, gençliğin ve umutların sex merkezi gibi görünür. Ama her köşesinde saklı kalmış hikâyeler vardır. O hikâyelerden biri de 22 yaşındaki Melis’e aitti.

Melis, Erzurum’dan İstanbul’a kaçarken neyle karşılaşacağını bilmiyordu. Evdeki baskı, aile içi şiddet, zorla evlendirilme tehdidi… Hepsinden kurtulmak için bir otobüse atlayıp Kadıköy escort geldi. İlk gün Moda’da bir götten banka üzerinde sabahladı. Cebinde yalnızca 70 lirası vardı. Ne kalacak bir yeri, ne de tanıdığı biri vardı. İstanbul büyük bir okyanustu ve o okyanusun ortasında savrulan bir yaprak gibiydi.

İlk başlarda garsonluk yapmaya çalıştı ama kimse sigortasız, kimliği olmayan bir kıza güvenmiyordu. Giderek seçenekleri azaldı. Tanıştığı bir kadın, ona “geçici” dediği bir yoldan bahsetti. “Sadece birkaç gece, sonra toparlanırsın” dedi. O “birkaç gece”, haftalara, sonra aylara dönüştü.

Melis, Caddebostan’dan Rıhtım’a kadar sokaklarda yürüyordu. Karanlıkla dost, duvar diplerinde misafir olmuştu. Bazen göz göze geldiği bir çift, başını çevirdi. Bazen esnaf alay etti. Ama en çok suskunluk acıttı canını. Sanki hiç var olmamış gibi hissettiriyordu.

Bir gece Selamiçeşme Parkı’nda, yağmurdan sığınırken tanıştığı bir gönüllü sayesinde Kadıköy‘deki bir kadın dayanışma evine ulaştı. Orada ilk kez sıcak bir çay, bir battaniye ve yargısız bir sesle karşılaştı. “Adın ne?” dediler. Yalnızca bu.

Zamanla hayatını yavaş yavaş yeniden kurmaya başladı. Temizlik işlerine girdi, okuma yazmasını geliştirdi. Bir yıl sonra açık liseye kayıt oldu. Her gün vapurla Üsküdar’a geçerken kendini bir yolculukta gibi hissediyordu. Her martı çığlığı ona bir gün her şeyin değişebileceğini fısıldıyordu.

Melis hâlâ o sokaklardan geçiyor. Ama bu kez arkasında bir geçmiş, önünde ise bir umut taşıyor. Kadıköy escort gölgelerinde yaşamayı bıraktı. Şimdi gün ışığında yürüyebiliyor.

Üsküdar escort rüzgârlı akşamlarından biriydi. Boğaz’dan gelen tuzlu hava, sokak seks lambalarının sarı ışığına karışıyor, kaldırımlarda yorgun adımlar bırakıyordu. O adımlardan biri, 23 yaşındaki Sevda’ya aitti.

Sevda, sabahları kimsenin dikkatini çekmeden uyandığı tek odalı, rutubet kokan evinden çıkıyor; geceleri ise Üsküdar escort kuytularında kayboluyordu. Sırtına aldığı yük, yaşıyla kıyaslanamayacak kadar ağırdı. O bir hayat kadınıydı. Görenler bakmaz, bakanlar görmezdi onu. Oysa her gecenin arkasında, susturulmuş bir geçmiş, kaybolmuş bir gençlik yatıyordu.

Hayat onun için Mardin’in bir dağ köyünde başlamıştı. Erkek egemen milf bir evde büyümüş, 13 yaşında zorla evlendirilmek istenmişti. Direndi. Kaçtı. İstanbul’a geldiğinde ne barınacak bir yeri vardı, ne güvenebileceği bir insan. Geceleri banklarda, sabahları cami avlularında geçirdi. Açlık ve korku, onu en çaresiz hâliyle buldu.

Bir gün, tanımadığı bir kadın “İstersen para kazanmanın başka yolu var,” dedi. Sevda başta reddetti. Ama zamanla, cebinde parası, midesinde yemeği kalmadığında, o yolu seçmek zorunda kaldı. Kimseye anlatamadığı bir utançla, her gece başka bir adamın yüzüne bakarak yaşamaya başladı.

Ama Sevda’nın içindeki umut henüz ölmemişti. Bir gece Salacak sahilinde otururken, yanına orta yaşlı bir kadın geldi. Kadının sesi yumuşaktı:
“Çıkmak istersen bu hayattan, yardım edebiliriz. Kadın dayanışma merkezi burada, Üsküdar’da.”
Sevda o gün bir şey demedi. Ama kartı aldı.

İki hafta sonra, tüm cesaretini toplayıp merkeze gitti. Yargılanmadı. İlk kez “senin suçun değil” diyen biriyle karşılaştı. Psikolojik destek aldı, belediyenin açtığı aşçılık kursuna yazıldı. Aylar geçti. Artık bir kafeteryada eskort sabah vardiyasında çalışıyordu. Küçük ama temiz bir odası, kendi parasıyla aldığı perdeleri, hatta bir çiçeği bile vardı camın önünde.

Üsküdar escort sabaha karşı sessizleşen sokaklarında, topuk sesleri yankılandığında insanlar dönüp bakmazdı artık. Herkes alışmıştı o genç kadının gecenin içinde kayboluşuna. Adı Ceylan’dı. Henüz 22 yaşındaydı. Yorgundu, ama düşmemeye direniyordu.

Ceylan, Van’da doğmuştu. Beş çocuklu fakir bir ailenin ortanca kızıydı. Annesi yoktu, babası ise sert, suskun bir adamdı. Evin geçimi seks çocukların omzundaydı. Okul onun için sadece birkaç yıl süren kısa bir hayaldi. 15 yaşında, çalışmak için İstanbul’a gönderildi; ama kimse onu karşılamadı. Elinde bir poşet, cebinde üç beş kuruş, başında bin soru ile Haydarpaşa Garı’na indiğinde ne yapacağını bilemiyordu.

İlk geceyi Üsküdar’daki bir bankta geçirdi. Sonraki gün, bir kadın yaklaştı yanına. Yardım teklif etti. Güler yüzlüydü ama gülüşünün ardı karanlıktı. Ceylan, neyle karşılaşacağını bilmeden o kadının yönlendirmesiyle kendini bir hayat kadını olarak buldu. Zamanla buna “iş” demeye başladı, çünkü başka hiçbir şey bilmez olmuştu. Gece sokakta, sabah pencere perdesini kapalı tuttuğu bir odadaydı.

Üsküdar escort sokaklarında en çok sevdiği yer Salacak’tı. Oradan denize bakmak, biraz olsun geçmişi hatırlamasını sağlıyordu. Oysa şimdi geçmiş bile lüks geliyordu. Bir gün, sahilde Kız Kulesi’ne dalmışken yanına genç bir kadın oturdu. Sessizce bir kart uzattı. “Bir gün ihtiyaç duyarsan, gel,” dedi. Kartta “Üsküdar Kadın Dayanışma Derneği” yazıyordu.

O kart Ceylan’ın yastığının altında haftalarca kaldı. Bir sabah, sabaha karşı eve dönerken aynadaki cimcif gözlerine baktı ve kartı cebine koydu. Aynı gün merkeze gitti. Kapıyı açtığında, içeride gülümseyen yüzler vardı. Ona acımadılar, sadece dinlediler.

Üsküdar escort dar sokakları geceye büründüğünde, sessizce yürüyen genç bir kadın belirirdi gölgeler arasında. Adı Bahar’dı. 23 yaşındaydı ama yıllar, onun VİP omuzlarına yaşıtlarından çok daha ağır yükler bırakmıştı. Yaşam ona hiç adil davranmamış, çocuk yaşta büyük savaşların ortasında bırakmıştı.

Bahar, Mersin’in bir kenar mahallesinde doğmuştu. Fakir ama umut dolu bir ailede büyümüştü. Annesi temizlikçi, babası inşaat işçisiydi. Her şeye milf rağmen okula gitmiş, kitaplara sarılmış, bir gün yazar olmanın hayalini kurmuştu. Ama hayat, hayalleri umursamazdı. Babası iş kazasında öldü, annesi yatalak kaldı. Ailenin geçimi bir anda onun omuzlarına bindi.

16 yaşında okulu bırakıp çalışmaya başladı. Önce tekstilde, sonra kafelerde. Ama ne yapsa yeterli olmuyordu. Zamanla yanlış insanlarla tanıştı. Zor zamanlar, çaresiz kararlar getirir; o da bir çıkış yolu bulamadığında, bedenini satmanın utancıyla tanıştı.

İstanbul’a geldiğinde Üsküdar escort küçük bir bodrum katına yerleşti. Mahalleli onu pek tanımazdı ama herkes farkındaydı. Bahar, gündüzleri yok gibiydi. Geceleri, Salacak sahiline iner, Kız Kulesi’ne doğru bakar, içinden “Ben başka biri olabilirdim,” derdi. Denizle dertleşir, martıların sesinde huzur arardı.

Bir akşam sahilde seks otururken yanına genç bir kadın oturdu. Sessizce bir çay uzattı. Kadın, Üsküdar Kadın Danışma Merkezi’nde çalışıyordu. “Konuşmak istersen, oradayız,” dedi. Bahar, başta çekindi. Ama bir hafta sonra cesaretini toplayıp gitti. Orada yargılanmadı. Dinlendi, anlaşıldı, destek gördü.

Belediyenin açtığı aşçılık kursuna katıldı. Sonra bir kafede işe başladı. İlk maaşıyla annesine meyve yolladı. Artık gece değil, gündüz yürüyordu Üsküdar sokaklarında. İnsanlar artık gözlerinin içine bakıyordu. Artık yalnız değildi.

Üsküdar escort gece yarısı sokak lambalarının solgun ışığı altında yürüyen genç bir kadın vardı. Kimse adını bilmezdi, ama o kendine hâlâ “Ben Zeliha” derdi. 24 yaşındaydı. Hayatın ona sunduğu tek şey mücadeleydi.

Zeliha, Adana’nın yoksul bir mahallesinde doğmuştu. Annesi temizlikçi, babası kumarbazdı. Evde sevgiye dair pek bir şey öğrenememişti.Hayalleri vardı; büyüyünce gazeteci olmak, yazmak, anlatmak istiyordu. Ama hayat onun için başka bir senaryo hazırlamıştı.

17 yaşında evden kaçtı. İstanbul’a, bir film gibi parlak sandığı şehre geldi. İlk günlerde vapur iskelesinin yanında uyudu, aç kaldı, korktu. Sonra biri “yardım” teklif etti. Yardım dedikleri, onu başka bir karanlığın içine soktu. Günleri uykusuz, geceleri tehlikeliydi. Kimi zaman dövüldü, kimi zaman aç kaldı. Ama hep güçlü görünmeye çalıştı.

En huzurlu anlarını Salacak sahilinde geçirirdi. Denizle konuşur gibi bakardı Kız Kulesi’ne. “Beni de kurtar,” derdi sessizce. Ama deniz susardı hep.

Bir sabah, henüz hava yeni ağarmışken bir kadın yaklaştı yanına. “Sana yardım edebiliriz,” dedi. Kadının adı Gülten’di, Üsküdar escort bir kadın dayanışma merkezinde gönüllü çalışıyordu. Zeliha önce güvenmedi, sonra birkaç gün sonra o kapıyı çaldı.

Orada ilk kez birileri ona “sen değerlisin” dedi. Psikolojik destek aldı, meslek kurslarına katıldı. Kuaförlük öğrendi. Üsküdar’daki küçük bir salonda çalışmaya başladı. Para kazanıyor, kirayı kendi ödüyor, kendi hayatını kuruyordu.

Üsküdar escort sabaha karşı sessizliğe bürünen sokaklarında adımlarını sürükleyen genç bir kadın vardı. Adı Aysel’di. 22 yaşındaydı ama yüzü, yaşadıklarının seks izlerini çok daha derin taşıyordu. Her gün aynı şekilde başlıyor, aynı şekilde bitiyordu onun için. Hayat, sanki onu unutan bir rüzgâr gibi geçmişti üzerinden.

Aysel, Mardin’in küçük bir köyünden çıkıp gelmişti İstanbul’a. Babası, onu 15 yaşında milf tanımadığı biriyle evlendirmek istemişti. Kabul etmedi. Kaçtı. Cebinde sadece birkaç banknot, yüreğinde ise büyük umutlarla Üsküdar’a geldi. İlk günlerinde kimsesi yoktu. Sahilde sabahladı, bir simitle iki gün geçirdi. Sonra bir kadın yaklaştı yanına. “İş istersen yardımcı olurum,” dedi. Aysel’in bilmediği bir hayatın kapısı aralanıyordu o an.

Zamanla, istemediği şeylere alıştı. Hayat kadını olmuştu. Geceleri Üsküdar escort sokaklarında müşteri arıyor, sabahları yorgun düşüp eve dönüyordu. İçten içe parçalanıyordu ama başka çıkış yolu olmadığını düşünüyordu. Toplumun ona biçtiği rolü, utançla taşıyordu. İnsanlar ya yok sayıyor ya da hor görüyordu. Oysa onun da hayalleri vardı. Öğretmen olmak istiyordu, çocuklara kitap okumak, bir sınıfın başında durmak.

Bir sabah, Salacak sahilinde otururken gözyaşlarını tutamadı. Yanına genç bir kadın geldi. Elinde bir dosya vardı. Psikolog olduğunu ve Üsküdar escort Belediyesi Kadın Danışma Merkezi’nde çalıştığını söyledi. “Konuşmak götten istersen sadece dinleyeceğim,” dedi. Aysel önce uzak durdu, ama ertesi hafta o merkezi buldu. Sessizce içeri girdi. İlk kez biri ona acımadan, yargılamadan baktı.

Aylar geçti. Aysel terapi aldı, destek gördü, meslek edindirme kurslarına katıldı. Kuaförlük belgesi aldı. Bir kuaförde çalışmaya başladı. Artık geceleri değil, gündüzleri sokaktaydı. Şimdi, Kız Kulesi’ne her baktığında ağlamıyor; “Bir gün mutlaka,” diyordu.